Monthly Archives: December 2013

2012’den 2013’e geçerken alınan notlar ve değerlendirmeleri

Genel olarak ufacıcık kağıt parçalarına aldığım notları aktaracağım bakalım neler düşünüp neler yapmışım.

– Neydim, ne oldum? – Kim olmak istiyordum? Kim oldum?

– Neleri başardım? Neleri kaybettim?

–  Geleceğime nasıl yön verdim?

Ana sorular olarak bunlar vardı 2012 bitiminde. Peki ya hedeflerim?

– Konusunda başarılı bir sysadmin olmak,

– Dans öğrenmek, (niyet önemli şimdilik hala askıda)

– Yüzmeye yeniden başlamak, (bir kaç yerle görüştüm ancak zor iş istanbulda)

– Konu ile alakalı sertifika almak, (lpi sınavına girildi.)

– Yurt dışı eğitim olanakları, (ieft fuarına katıldım. Bir iki üniversite aklıma yattı ancak 2014 ve ya sonrasına bırakıyorum şimdilik)

– Yabancı bir dil eğitimi (italyanca, fransızca ya da almanca)(Kendi çabam ile fransızcaya başladım ancak yine rafa kalktı kısa sürede.)

– Yurt dışı gezileri (İngiltere-londra, Almanya-düsseldorf, Japonya-osaka, Yunan adaları- mikonos, Tayland, İtalya-venedik-roma, Rusya) (Şimdilik vize olamamsı ve ufak bir tatil olarak tayland-Bangkok,pattaya gezisine gittim)

– Yeni bir iş, (Symturk ailesine katıldım.)

– Opera, sinema, tiyatro’ya daha önem vermek, (hala yeterince zaman ayıramadım utanıyorum.)

– Klasik bir amaç daha tabi ki yüksek lisans’a başlanacak. (yurt içinde tabi ki ales gibi bir sınava katılmak gerektiği için her seferinde kaçırıyorum başvuruyu başka bahara kaldı bu da)

 

Sonuç olarak yıl içinde daka fazla çabalamak gerekiyor. Önümüzdeki günlerde de 2014 için bir liste yayınlayacağım inşallah.

Nassın?

Nassın {$Kisi_ile_aradaki_bag} #örnek Nassın hemşerim, Nassın canım, Nassın bebii vs.

Peki buna ne cevaplarımız var? Ya da bu soruya neden aynı cümleleri kullanarak cevap veriyoruz. İyiyim, Kötüyüm, berbatım, eh işte, iç güveysinden hallice gibi.

Peki yeni tanımlar kullanmak istesek?

– Eski bir evin kapısının önündeki paspas gibiyim be abi.

– Bir bardak taze doldurulmuş köpüğü üstünde soğuk bira gibiyim.

– Soğumuş bir kahve gibiyim.

– Alınıp bir kenara kaldırılmış, kurulmayı bekleyen ikea masası gibim.

– Kar yağdığında tekrar yüzüne bakılan botlar gibiyim.

– Sokaktaki içi süt koyulmuş yoğurt kabıyım yahu bu aralar.

Karşı tarafın sizi ne kadar anlayacağı şüpheli olsa dahi benzer düşünce yapılarına sahip olunan güzel insanlar ile bunu denemeyi düşünüyorum.

Not: Konuya girmek için nassın denmez arkadaş, gelenektir önemsediğin insanın ruh halini merak edeceksin 🙂

 

Eleştirmek/Eleştirilmek

Bir çoğumuz bu işi düzgün yapamıyoruz. Genellikle alıngan bir yapıda olduğumuzu düşündüğümüzde yapılan eleştirileri öznel algılayıp kırılma durumlarına giriyoruz. Sonuç olarak ya küfredip bsg diyoruz. Ya da umutlarımızı karartıp yapamıyoruz diyerek kenara çekiliyoruz.

Madalyonun diğer tarafına bakalım bir de;

Düzgün eleştiri yapabildiğimiz zaman karşındaki insan sen olsan diyerek yapmalıyız. Empati diyorlar bu işte tabi ki. Ben hangi noktayı kaçırırdım bunu görmek için ne yapmam gerekirdi sorularının cevabını karşı tarafla paylaşılmalı. Kestirip atmak ve doğru yolu(kendince) yapmasını emretmemek gerek.

Yapılan eleştirileri düşünmeli, gözden geçirmeli bir kere uygulamaktan çekinmemeliyiz. Kontrollü deney tadında arada oluşan farkları not etmeliyiz.

Yine klasik bir yaklaşım ile bunlar kişisel düşünceler olduğunu unutmamakta faide vardır.